DOLAR

34,5467$% 0.18

EURO

36,0147% -0.62

STERLİN

43,3470£% -0.52

GRAM ALTIN

3.005,41%1,48

ÇEYREK ALTIN

5.110,00%0,95

TAM ALTIN

20.381,00%1,12

ONS

2.705,79%1,29

BİST100

9.549,89%1,94

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul AZ BULUTLU
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Diyarbakır iş dünyası yerel yönetimi ve kalkınmayı güçlendirecek yeni bir strateji bekliyor

Ekonomi Buluşmaları başlıklı program kapsamında konuşan DOGÜNSİFED Başkanı Devrim Türk ve Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ile büyümelerin ve kalkınmanın daha hızlı gerçekleşebileceğini söyleyerek, yeni bir strateji beklendiğini ifade etti.

Mahir Solmaz – Mehmet Nabi Batuk  Diyarbakır – Ekonomi Buluşmaları başlıklı program kapsamında konuşan DOGÜNSİFED Başkanı Devrim Türk ve Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ile büyümelerin ve kalkınmanın daha hızlı gerçekleşebileceğini söyleyerek, yeni bir strateji beklendiğini ifade etti. Diyarbakır Bölge Temsilciliğimizin Doğu ve Güneydoğu İş İnsanları Dernekleri Federasyonu (DOGÜNSİFED) ve Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi ile birlikte organize ettiği Diyarbakır Ekonomi Buluşmaları ‘Enflasyonist Ortamda İşletmeleri Bekleyen Riskler ve Fırsatlar’ başlığıyla gerçekleştirildi.  Programa Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Serra Bucak ve Doğan Hatun, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, Diyarbakır Ticaret Borsası Başkanı Engin Yeşil, sanayiciler ve iş dünyası dernekleri katıldı. Finansa erişim ve rekabet edebilirlik konularının masaya yatırıldığı buluşmada farklı alanlarda vizyon yatırımlar çeken kentte kalifiye iş gücü eksikliği de değerlendirildi. Programın  açılış konuşmasını gerçekleştiren DOGÜNSİFED Başkanı Devrim Türk,  Enflasyonunun son 3 yıldır tekrar ülke gündemine oturduğunu belirtti. İş insanlarının stabil ve sürdürülebilir bir ekonomi, demokrasisi gelişmiş dünya ile entegre olmuş, adil yargının olduğu, korkusuz, güvenle yatırım yapılacak ve öngörülebilen bir ortam istediğini ifade eden Devrim Türk, enflasyon bunların tümünü olumsuz yönden etkilediğine dikkat çekti. Yüksek enflasyonun en büyük sonucunun yüksek faiz olduğunu vurgulayan Başkan Türk, “Finansa erişimin zaten zor olduğu bir bölgede, kredilere erişim daha da zorlaştı. Bankaların bu konudaki pozitif tutumu şirketlerin yaşaması ve geleceği için çok olumlu olacaktır. İhracatçının karşılaştığı bastırılmış kur politikası sorununu da büyümeye devam ediyor. Enflasyonu düşürmek için düşük kur politikası uygulanıyor, ama enflasyon oranının altında kalan kur artışı da ihracatçının dışarda rekabet edebilme gücünü zayıflatıp büyük emek ve çabalarla geliştirilen pazarların kaybına neden oluyor” dedi. Türkiye’nin halen İktisadi işbirliği ve Gelişme teşkilatına göre gri listeden yer aldığını anımsatan Devrim Türk, “Gri listede yer alan ülkeler dış yatırımı çekme sürecinde, uluslararası otoriteler, kredi kuruluşları ve yatırımcı nezdinde itibar kaybına uğradığı unutulmamalı. Bu durum ihracat ve ithalatla uğraşan işletmeler için çeşitli yaptırımlar ve yükümlükler demektir. Buda pazar payının daralması anlamına geliyor.   Enflasyonu düşürmek için de ekonomi yönetiminin ciddi bir çabası var. Ülke CDS’si 700’lerden 228’e indi. Ancak bunun sadece mali ve finansal politikalarla düzelmeyeceğini de herkes biliyor. Gündemde olan anayasa çalışması ,reformların yapılması ve ülkenin demokratikleşmesi için sadece bir umut değil çare olmalı” diye konuştu.

Gelişen ve toplumun tüm kesimlerine refah sağlayan bir ekonomi için; sürdürülebilir yerel kalkınma vizyonunu merkeze koyarak refah ve huzuru artırıcı planlar, programlar ve düzenlemeler yapılması gerektiğini söyleyen Başkan Türk, şöyle devam etti. “Yerel kalkınma vizyonu için hükümet, yerel yönetimler ve STK’ların işbirliği ve çabalarının derinleşmesi lazım. Çünkü enflasyonun en büyük mağdurlarından biri de sabit gelirliler. Enflasyonu düşürme sürecinde bir bedel ödemek gerekiyorsa, bu yük belirli kesimlere değil tüm kesimlerin ödeyeceği ve katlanabileceği bir bedel olmalı. Bunu sağlayamadığımız zaman sosyal adaletsizlik ve gelir adaletsizliği artar. Türkiye’nin en önemli sorunlarından birisinin de bölgeler arası gelişmişlik farkı olduğunu vurgulayan Devrim Türk, “Farklar ekonomik ve refah dağılımında yaşanan adaletsizliği getiriyor. TÜİK verilerine göre 2022 yılında İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli ve Bursa’nın GSYH aldığı pay %53,9 yani bu beş kent Türkiye’deki ekonomik faaliyetlerin yarıdan fazlasını oluşturmuş. Geriye kalan 76 il %46.1 de kalmış. Diyarbakır ve Urfa’dan oluşan TRC2 bölgesi en düşük gelire sahip ikinci bölge. Son sırada yine bölgemizde yer alan Van, Muş, Hakkari ve Bitlistir.” şeklinde konuştu. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Serra Bucak ise “Ekonomik gelişmeleri destekleyecek çalışmaların yanında olduklarını belirtti. Ekonomi gelişmeler ve yatırımlarda en önemli sorumluluklardan birisinin de yerel yönetimlerde olduğunu belirten Serra Bucak, “Bu sorumluluğu hakkıyla yerine getirmek zorundayız. Hem kalkınma, hem yereldeki ekonomiyi sürdürmek, hem de partimizin politikaları gereği olarak ekonomik gelişmeleri destekleyecek çalışmalarda ön açıcı olacağız. En önemli gündemlerimizden birisi genç nüfus göçünü engelleyecek strateji ortaya koymak. Yereldeki üretimden bahsediyorsak genç nüfusu, istihdamda yer bulamayan gençlerimizi, kadınlarımızı ve geleceğimizi düşünmek zorundayız. Bu anlamıyla ülkenin derinleşmiş sorunlarının yegane çözümünün ortak akıl, işbirliği ve bütünleşmektir. Bizler birlikte bir yaşam sürmeyi niyet ettiğimiz bu topluma karşı sorumluluk sahibiyiz. Sorumluluklarımızı dayanışma ile yerine getirebileceğimize inanıyoruz” dedi. Enflasyonist ortamda iş yapmanın denizde sandalla gitmek gibi olduğunu belirten Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, şöyle konuştu: “Bir anda deniz dalgalanıyor ve bu elimizde olan bir şey değil. Biz o sandalı limana çekemiyoruz. Yapacağımız tek şey o sandalla o dalgalarla mücadele etmek. Başka bir deniz bulma şansımız yok. Enflasyonist ortam tamda bu. Bir şeyleri yanlış yaptığımız ortada. Maalesef yerelin bu işi iyi yapabileceğine yönelik bir inanç bir türlü ülkede oluşmuyor. Yanlışlarda ısrar etmeye devam ediyoruz. Finansa erişim sorunumuz var yatırımla ilgili yereli güçlendirecek teşvik sistemleri getirin diyoruz. Onlarla yol alalım diye bağırıyoruz. Bir anda önümüze bazı rakamlar çıkarılıyor. Bizim bölgeye verdiğimiz kredi oranına bakın diyorlar. Bakıyoruz demek ki Diyarbakır’da bazı sanayiciler var biz bunları görmüyoruz diyoruz. Mecburen üzerine gidemiyoruz. Bazen de iflas oranlarını çıkarıyorlar orana bakıyoruz. Diyarbakır’da bankaya parayı geri ödememek ayıptır. Bir anda afişe olursunuz ve bu kentte iş yapamazsınız. Bu yanlış oranlar nereden kaynaklanıyor, onları da bulamıyoruz.” Teşvik uygulamalarında da ciddi sorunların olduğunu belirten Mehmet Kaya, “Teşvik rakamlarına bakıyoruz. Teşvik kredileri verilmiş. Ama kime verildiğini göremiyoruz. Bu teşvikler neden kentin ekonomisine pozitif etki yaratacak yatırımlara verilmiyor. Hem TUİK rakamlarının hem de Bankalar Birliği’nin rakamlarının güvenilir değil. Böyle bir düzende tek çare yerel yönetimi güçlendirecek mekanizmaların güçlendirilmesidir. ” dedi. Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Mustafa Fidan, 4 etaptan 915,8 hektar alandan oluşan bölgelerini anlattı. Bölgede proje ve inşaat aşamasında olan 400’e yakın fabrika olduğunu ifade eden Mustafa Fidan, toplamda 22 bin kişilik istihdam sağladıklarını aktardı. Devam eden yatırımların da bitmesiyle toplam istihdamlarını 30 bine ulaşmasını öngördüklerini belirten Başkan Fidan, 5. Etap Genişleme alanlarıyla ilgili olarak şöyle konuştu: “Bir buçuk yıldır çalışmaların devam ettiği 5. Etabımızda tahsislerin başlamasıyla çalışan fabrika sayımız 600, istihdam edilen personel sayısı ise 45 bine çıkacak. Sanayicilerimiz yeni yatırımlarında özellikle inşaat maliyetleri, makine ekipman giderleri, ham madde, enerji ve iş gücü gibi birçok faaliyet alanında zorluklarla karşı karşıya kalıyoruz.  Ayrıca, Maliyet Azaltma Stratejileri finansal Destek, Teşvikler, İhracat, Pazar Çeşitlendirme, Dijital Dönüşüm, Teknolojik Yatırımlar, İş Gücü, mesleki Eğitim ve en önemlisi olan kriz yönetim planları alanında güçlü reformlar bekliyoruz. Ayrıca Tarım , hayvancılık, gıda gibi alanlarda olduğu gibi sanayicilere hibe verecek yeni nesil destekleme modellerine ihtiyacımız var.” Açılış konuşmalarının ardından Gazetemizin Yazı İşleri Müdürü Handan Ceylan’ın moderatörlüğünde ‘Enflasyonist Ortamda İşletmeleri Bekleyen Riskler ve Fırsatlar’ paneline geçildi. Panelin ilk konuşmasını gerçekleştiren Gazetemiz Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, enflasyonun düşmeye başlayacağına işaret etti. Önümüzdeki dönemdeki en önemli konunun düşen enflasyonda yüksek girdi maliyetlerle sanayi üretiminin nasıl yapılacağı konusu olduğunu belirtti. Güldağ, “Ekonomide uzun yıllar çukur kazdık. Yaşadığımız regülasyonlar o çukura vurulan kazmalar oldular. O çukur uzun bir süredir derinleştirdi. Ama şimdi çukur kazmayı durdurduk gibi görünüyor. Bu hala o çukurun içinde olduğumuz gerçeğini de değiştirmiyor. Sıkı para politikasının bir sonucu olarak enflasyon düşmeye başlayacak. Bu düşen enflasyon içinde sanayiciler ne yapacak? Çünkü yükselen enflasyonda bir şekilde orayı yönetmek daha kolay. Şimdi asıl düşen enflasyonda ne yapacağımız önemli. Enflasyon mayısta 75,  haziranda 70, temmuzda 60, ağustosta 50, eylülde 45’in altına gelecek. Uygulanmakta olan program sadece piyasaya yarıyor. Eflasyon reel sektörü, sabit gelirliyi, dar gelirliyi sıkıntıya sokmaya devam edecek. Enflasyon düşecek. Buna göre program yapmak lazım. Çünkü Enflasyon 40’ın altına indiğinde önümüze politika faiz oranları gelecek. Program takvimini güncel bir şekilde sürdürmeliyiz” dedi. Makroekonomi, Belirsizlik ve Bölgesel Dinamikler başlığında sunum gerçekleştiren Dicle Üniversitesi Dicle Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Pelin Karatay Gögül de kent ekonomik göstergelerine ilişkin önemli değerlendirmeler yaptı. Prof. Dr. Gögül, “Diyarbakır’da sanayi üretimini kimya, demir, metaller, madencilik, hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve elektrik sektörleri üzerinden büyüyor. Bu sektörleri desteklemek adına Düşük enflasyon zemininde  büyüyen ekonomi, büyümeye eşlik eden kalkınma, yoksulluk ve temel ihtiyaçların karşılanması, istihdam fırsatları, gelir dağılımı adaleti, kaynaklara ulaşım ve kaynak verimliliği ile sosyal ve beşeri sermayenin geliştirilmesi alanlarına daha önem vermeliyiz. Bölgemizin en önemli dinamikleri tarım ve turizm olarak öne çıkıyor. Ayrıca ihracatta büyümek için önemli bir jeopolitik konuma sahibiz. Yüksek genç nüfusumuz ve yüksek sosyal ve sermaye yapımızda büyümemizi destekleyen unsurlar olarak öne çıkıyor” diye konuştu. Gazetemizin Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz, enflasyon karşısında uygulanan sıkı para politikasının olası sonuçlarını değerlendirdi. Büyümeden geri adım atılacağını ifade eden Şeref Oğuz, “Şuanki organizasyonun hedefi önce enflasyonu soğutmak sonra yeniden üretime geçecek bir süreci ortaya koymak. Şuanda büyümenin gerilemesi üzerine eleştiriler olabilir. Ancak hayata kalmanız için bazen küçülmeye gitmek gerekebilir. Büyümek kanser hücrelerinin ideolojisidir. Kanser hücrelerinin temizlenmesi için önce büyümesini engelleriz. 2024 yılı ekonomide düzeltme yılı olarak kurgulandı. Ancak küçülmeyi nasıl yöneteceğimize ilişkin çok fazla soru işareti var. Küçülme için yapılan en büyük yanlışlardan biri istihdamı azaltmaktır. Çünkü krizden sonra firmalar kaybettiği insan kaynağını yeniden yerine koyamıyorlar. Nitelikli personelin mumla arandığı bir dönemde istihdam azaltımı çok yanlış bir adımdır. İkinci adımdaki en önemli konu verimliliktir. Aynı işi yapa yapa bundan umut beklemek gibi bir ısrarımız var. Ama bazıları geleceği inşa edip öngörülerini daha iyi yapıyor. Ya ürününü değiştiriyor ya başka bir alanda ürünlerini değerlendiriyor ya operasyonlarını daha verimli hale getiriyor ya da yeşil ve dijital dönüşümü özüyle birlikte uyguluyor. Önümüzde ciroların düşeceği, zararın artacağı, konkardotaların genişleyeceği ve sağnağın ardından iflasların geleceği böyle bir süreçte bakış açımızı değiştirmezsek gelecekte sen nasıl davranacaksın.” Gazetemiz Genel Koordinatörü Vahap Munyar ise küçülerek büyüme yaklaşımı üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu. Dünyadan örnekler veren Munyar, “Enflasyonist ortamlarda küçülerek büyümek gibi bir takım yollar var. Şirketlere duygusal bir şekilde bağlanmamayı öğrenmek gerek. Tabana inen orta sınıfın tekrar toparlanabilmesi zaman alacak. Sabrederek bunları yaşayacağız. Eğer kriz ortamlarında içimizi karartır ve karamsar bakarsak o zaman ayağa kalkmamızın işimizi yapabilmemizin pek mümkün olmadığını görürüz. Anayasa değişikliği konusu bu alanda önemli bir konu olacak. Ancak bu alanda yeni Anayasa’nın bize hangi özgürlükleri getireceğidir. Hukuka kaybolan güveni ne kadar sağlayabileceğidir. Güçlü ve güvenilir bir anayasayı sağlayabilirsek gerçekten de önümüz açılır. Ekonomi ile ilgili makro tarafta bir miktar güven artmaya başladı. Bunun daha da fazla güvene dönüşmesi için reformlarla desteklenmesi gerekiyor, onlardan bir taneside hukuk reformu diye düşünüyorum.  

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Konya’da minibüs ve taksi ücretlerine zam

HIZLI YORUM YAP