ABD Lideri Donald Trump’ın uyguladığı tarife politikası sebebiyle bu sene canlanan “ABD’yi Sat” stratejisine rağmen, bazı yatırımcılar “dolar carry trade işlemlerinin” tekrar çekici hale gelmeye başladığını düşünüyorlar.
Dolar carry işlemlerinin çekiciliğinin artmasında, ABD hükümetinin uzun süredir kapalı kalmasının küresel döviz piyasasındaki fiyat dalgalanmalarını azaltması ve bu durumun da doların volatilitesinde keskin bir düşüş yaratması etkili oldu.
Bloomberg’in hesaplamalarına göre, Japon yeni veya İsviçre frangı gibi düşük getirili para birimlerinden borç alıp dolara yatırım yapmak, bu varlıkların volatilitesi hesaba katıldığında, Avrupa hisse senetleri ve Çin devlet tahvilleri gibi piyasalarda beklenen getirileri geçecek gibi görünüyor.
Bir birim volatilite başına fonlama maliyetinden arındırılmış net getirilere bakıldığında, dolar carry getirisinin %0,54 ile gelişmekte olan ülke döviz cinsi tahvillerinden sonra listenin ikinci sırasında yer aldığı; Japonya, Avrupa ile Çin tahvil ve hisselerinin net getirisinin bunun altına kaldığı görülüyor. Bloomberg Dolar Endeksi bu sene neredeyse %7 düşerek sekiz yılın en kötü performansını sergilese de kısmen carry trade nedeniyle eylül ayındaki düşük seviyesinden %3 civarında toparlandı.
Hong Kong’daki JPMorgan Private Bank stratejisti Yuxuan Tang, “Dolar yine en yüksek carry para birimlerinden biri olacak. Yönelimsel veya carry açısından bakıldığında, dolar yine güçlü olacak” dedi.
Benzer şekilde New York’taki Wells Fargo stratejisti Aroop Chatterjee, “Makro ve finansal piyasa ortamı dayanıklı olduğu sürece dolar carry işlemleri çekici olmaya devam edebilir” görüşünü aktardı. Deutsche Bank AG’nin gelişmekte olan piyasalar baş yatırım sorumlusu Jacky Tang ise “Fed politika faizlerini düşürse de bunu temkinli bir şekilde yapacağından, dolar yakın vadede cazip bir carry varlığı olmaya devam edebilir. Ancak, Fed yeni başkanıyla birlikte faiz indirimlerinin hızını değiştirebileceği için gelecek yıl için belirsizlik var” yorumunu yaptı.
